Çünkü hemen olsun istiyorsun. Hemen şimdi.
Mucize olsun istiyorsun, ugraşmamak istiyorsun. Bir anda telefon çalsın, bir anda karşına çıksın.
Tam olsun istiyorsun, kusursuz, her şeyiyle mükemmel. Tam istediğin gibi, tam hayal ettiğin gibi. Herkesinkinden iyi olsun istiyorsun. Eşit değil, sıradan değil, özel. Bir tanecik, eşsiz, sırf senin için olsun istiyorsun.
Olması için beklerken sabretmiyorsun, bir iki gün dayanıp daha olmamışsa hemen isyana başlıyorsun. Yolun üstünde olduğun icin şükretmiyorsun, hala gelmedik mi diye sızlanıp duruyorsun.
Değişmek istemiyorsun. Her şey olduğu gibiyken olsun, olunca gerekirse bakarız diyorsun. Daha iyi olmak, sivri tarafını yontmak, eksik tarafına ek yapmak icin uğraşmıyorsun.
Yeterince çalışmıyorsun. Bir iki gün çok çalıştıysan ve daha olmadıysa hemen şüpheye düşüyorsun; ya olmaz da bu çalışmaların boşa giderse? Halbuki şüphe şeytanın ta kendisidir, unutuyorsun.
Daha sen kendine tam inanmamışken nasıl olacak ki? Daha sen kendini bulmamışsan nasıl gelip seni bulacak ki? Evet hiçbir şey kıt değil, ve evet istediğin her şey senin olabilir. Fakat;
Nezaketle, sabırla, azimle, sebatla, güvenle istemeni bekliyor.
Dansta ilk ögretilen kuraldır; adimlarını küçük at, yoksa hem estetik olmaz, hem dengede durulmaz. Hayat da öyle dans et istiyor onunla. İstedigin şeye tecavüz etme yani, nezaketle gerekeni yap,centilmenlikle uygun zamani bekle. O zaman zaten sana gelecek mutlaka.
Görsel: www.grouchoreviews.com