En sevdiğimiz şey aynı dertlerin çatısı altında buluşmak. Belki de dostluğun en iyi tanımı bizde “şikayet ortaklığı”. Dertler, hastalıklar, parasızlık, hiçbir istediğini yapamamak, olduğun yeri sevmemek, mutsuz olmak, hiçbir şeyden memnun olmamak bizim için paha biçilemez değerler. Onlar olmadan bir diyaloğun nasıl kurulacağını hiç düşündünüz mü?
“Ne güzel bir gün değil mi?” bu topraklarda sizi pek sosyalleştirmez hatta antipatik ve Amerikan filminden fırlamış gibi suni yapar. Ama meslek bağımsız birine “Bu ülkede yaşanır mı be?” diye bir cümleyle yaklaşın. Diyaloğun ilerlememesi imkansız! Taksi şoförlerinin bu nedenle ilk buz-kırıcı konuşmalarını hep bu konuyla açmaları hiç tesadüf değil.
Mazlum edebiyatına aşığız. Hep kurbanız.
Hep bize bir şeyler yapıldı, hep ah bir imkanımız olsaydı. Bu kurban ruhu öyle derinimize, hücrelerimize sirayet etmiş ki istisnasız her konuda kendimizi kurban gibi hissediyoruz. Metrobüste ayakta olduğumuz için kurban, işyerinde boyun eğdiğimiz için kurban, evlilikte sorumlulukların altında ezildiğimiz için kurban, bankada o hesap hep eksiye düştüğü için kurban, hep mazlum, hep yenik, hep üzgün.
Mutsuz isen bizdensin ama eğer mutluysan, ya da mutlu olmak için bir çaba gösteriyorsan vay haline! O zaman kesinlikle ama kesinlikle bizimle değilsin.
Biz sorunlar çözülsün istemiyoruz, hep birlikte mutsuz olalım istiyoruz. Sen de yapma! Sürüden ayrılma, sesini çıkarma, bilinen yollardan sapma, haddini aşma!
Eğer ki bunları yaparsan, eğer bir şekilde mutsuzluk sürüsünden ayrılınabileceğini, sorumluluk alınabileceğini, cesaret edilebileceğini, farklı yapılabileceğini, başka yoldan gidilebileceğini ve hele hele; hiçbir şeyin olmadan sıfırdan başlanabileceğini bize hatırlatırsan senden nefret ederiz. Gıcık mısın arkadaşım! Bize neden içimizdeki potansiyeli hatırlatıyorsun ya? Hatırlatma. Otur, mutsuzlar ordusundan dışarı çıkma. Ne, beni dinlemedin yine de mi yapacaksın? O zaman dilerim başarısız olursun. Ve mutsuzlarla takılmanın ne kadar daha yerinde bir karar olduğunu en kısa sürede anlarsın. Ne demişler, sürüden ayrılanı kurt kapar. Hadi sana güle güle, umarım başarısız olursun. Sana mutsuzluklar dileyemiyorum çünkü artık bu ayrıcalığı hak etmiyorsun. Sana yeni hayatında mutluluklar!